Burası Deprem Bölgesi Adıyaman . Depremden saatler bile geçmeden ne senaryolara şahit oldu bu şehir. Gözümüzün önünde marketler yağmalandı bu acı bir tablo. Daha acısı da insanların kendine hakmış gibi bu acıyı fırsata çevirmeleriydi . Gözümün önünde televizyon sırtlayanları da gördüm , Çeşit çeşit kozmetik reyonuna dadananı da . 1.5 dakikada neler yaşadığını unutup mal derdine düşen insanlar . Sahi bu dünya size mi kalacak sandınız? Bu dünyayı da insanları da hep bir bencillik ele almış. Herkes hep bana davasında. Birşeyleri çalma hevesinizi bir kenara bırakıp bir insanı hayata bağlayabilirdiniz oysa. Bunlar felaketin fragmanıydı. Peki ya sonrası…
Ev sahipleri kendi oturmaya korktukları evleri bir güzel kiraya veriyor . Deprem bölgesi ya burası kira da epey pahalı olmalı akıllarınca. Yüzüne bakılmayacak evleri en az 6 binden kiraya veriyorlar. Daha da ne yapsam mağdur etsem diye düşünüp yıllık peşin kira istiyorlar birde . Şimdi soruyorum bu nasıl insanlık . “İNSANLIK ÖLMÜŞ GÖMÜLMEYİ BEKLİYOR”
Depremden sonra bir çok ilde insanlar biz depremzedelere ücretsiz açmadı mı evini?
Siz yaşadınız , gördünüz ibret alıp ders çıkarmak yerine menfaate giden yolda durmaksızın yürüdünüz. Yürümekle kalmayıp koştunuz . Halen kiralar içler acısı durumda Herşeyi devlete yükleyemezsiniz. Hasar almayan evinizde kirayı artırmak için insanları mağdur edemezsiniz. Kirayı arttırıyorum işine gelirse öde gelmezse çık diyemezsiniz yok böyle bir dünya…
Memleket sevdalısıyım diye âhkam kesip bu memleketin insanını küstüremezsiniz. Biraz düşünün kimi insan işsiz kalmış kimi insan evsiz kimi de kimsesiz… Siz düşen insanı seversiniz düşene bir tekme atmak varsa sonunda siz insanlığı bile silersiniz.
