KUR’AN’I NE KADAR MUHAFAZA EDİYORUZ
Batılı Hıristiyan ülkelerde Kur’an nüshaları yakılmaya devam ediyor. Buna karşı İslam dünyasında tepkiler ise zayıflamış durumda. Geçen hafta bu konuya değinmiştik.
Kur’an’ı yakanları lanetlerken ve Kur’an gündemimize oturmuşken dönüp kendimize bazı soruları sormakta yarar var sanırım. Allah’ın yeryüzüne gönderdiği son ve tahrif edilmeyen kitabı Kur’an-ı Kerim’i Müslümanlar ne kadar muhafaza ediyor? Elimizde bulunan Allah’ın kitabını ne kadar içselleştirmiş durumdayız? Kur’an’ın içeriğini, konularını, mesajlarını, emrettiklerini, farz kıldıklarını, yasakladıklarını ve bütün hayatı kucaklayan değerlerini ne kadar anlamış bulunmaktayız? Kur’an’ı ne kadar ve nasıl muhafaza ediyoruz?
Kur’an’ı okumak güzel, anlamını anlayarak okumak daha da güzel, ancak Kur’an’a göre yaşamak en güzelidir. Kur’an’a göre yaşamak bir anlamda onu korumak demektir. Kur’an’ın anlamına hakim olmayan bir Müslüman Kur’an’ı kendi şahsında muhafaza edemiyor demektir. İlahi kitabın hükümlerinden haberi olmayan, haberi olup onu hayata geçirmeyen Kur’an’ı içselleştirmemiş demektir. Kur’an’ın temel itikadi prensiplerine inanıp ameli ve ahlaki prensiplerini umursamayan kişi Allah’ın kitabına aldırış etmiyor, onu muhafaza etmiyor demektir.
Kur’an genel olarak hayatın tamamına hitap eder. İtikat, amel ve ahlak olarak sıralanabilecek ve Müslümanın dünya ve ahiret hayatını tanzim eden temel esaslar Kur’an’da açık bir şekilde tebliğ edilmiştir. Allah’a şeksiz şüphesiz iman, onun gereği salih ameller ve Kur’an esaslarına uygun ahlaki davranışlar.
İnancın yanında doğru işler yapmak, işinde ve sözünde dürüst olmak, Kur’an’ı muhafazanın gereğidir. Hayatın her alanında adaleti sağlamak Kur’an’ın vazettiği en temel prensiplerindendir. İnsanların hakkına ve hukukuna riayet Kur’an’ın bizden istediği, toplumsal yaşamın ve huzurun olmazsa olmazıdır. İşlerimizde, ticaretimizde, beşeri ilişkilerimizde dürüst olmak, hakkaniyetle davranmak, Kur’an ahlakının gerekleridir.
Yalan, hile, fahiş fiyat, karaborsa sarmalına dolanmış bir toplum Kur’an ahlakına yer vermemiştir. Uyuşturucu, fuhuş, ölçüsüzlük, vicdansızlık girdabına yakalanmış bir toplumun Kur’an’la bir ilişkisi kalmamıştır. Kur’ani değerlerin gereğini yerine getiremeyen bir toplum ve birey Kur’an’ı muhafaza edemiyor demektir.
Prof.Dr Hamdi Gündoğar
