Geçtiğimiz bir hafta içinde yaşadıklarımız değer yitiminin toplum katmanlarındaki yansımalarına bir kez daha şahit olduk. Kazanılan milli bir voleybal maçı sonrasında üretilen gerilim toplumsal birlikteliğimizi değil ayrışmamızı ortaya koydu. Kazanılan voleybal maçı bir spor müsabakası başarısı değil, bir kesim tarafından, dini hassasiyeti olan, dini değerlere değer veren vatandaşlarımıza karşı sanki savaş alanında kazanılmış bir zafer gibi lanse edildi. Çizilen karikatürler, maçın Sırbistan ile değil sanki Müslümanlara karşı bir zafer elde edildiği şeklinde resmedildi. Maç vesilesiyle dini değerlerden sıyrılmış bir kesim Müslüman vatandaşlarımıza kinlerini, buğzlarını boca etme fırsatını bulmuş oldular.
Kişisel tercihi dini ve milli değerlerimize uymadığı için eleştirilen bir voleybolcu, değersizliği ilke edinen kesim tarafından canhıraş bir şekilde savunuldu. Değerleri ayaklar altına alan yapıya sahip bir sporcu, değerleri ayaklar altına alan kesim tarafından savunuldu, büyütüldü, göklere çıkarıldı, adeta kutsandı. Sonuçta ortaya çıkan şey; karşılıklı hakaretleşme, küfürleşme ve toplumsal ayrışma oldu.
Diğer taraftan dini değerlerden, emirlerden habersiz birileri Müslüman toplumun sinir uçlarıyla oynamaya devam ediyor. Başörtülü, tesettürlü kardeşlerimize çirkin saldırılar durmuyor. Değerlerden, dinden, inançtan yoksun kalmış, seksen yaşındaki adam, yetmiş yaşındaki kadın başı örtülü kardeşlerimize hakaret ederek aşağılıyor. Ağız dolusu küfürler, hakaretler yapılıyor, alay ediliyor. Oysaki medeni bir toplumda başkasının dini inancına, siyasi görüşüne saygı duyulur, karşılıklı tahammül ve hoşgörü gösterilir. Ne var ki toplumumuzda hala bu seviyeyi yakalamayan epey kişi aramızda dolaşıyor. Başkasının giyim tercihine saygı duymayan, kaba ve yabani kalmış, henüz ilkelliklerini üzerlerinden atamamış birileri var. Hastanede, okulda, sokakta hala saldırıyorlar. Nerde ne zaman saldıracakları belli değil. Bunların ani saldırılarına karşı insanları korumak ve önlem alınması gerekir.
Bütün bunlar dini, milli ve insani değerlerinden uzaklaşan bir toplumun yansımalarıdır. İnsanı insan yapan değerler özümsenip yaşatılmazsa, insani, dini ve milli değerler görmezden gelinirse bu örnekler çoğalacak, toplum ayrışmaya devam edecek, gelecekte milli birlik ve beraberlik yok olacaktır. Bu bir kötümser anlayış değil, yaşanılan gerçekliklerin ortaya koyduğu durumdur.
